11 Ağustos 2015 Salı

Gamze'nin Doğal Doğum ve Doulalık Hikayesi

Bu hikaye, minik oğlum Demir'e kavuşma, kendimden de bir anne ve bir Doula doğurma hikayemdir.
Doğumdan bir kaç gün önce ben ve göbeğim :D




Çocuk sahibi olmayı, hatta evlenmeyi bile düşünmediğim dönemlerden beri, doğum denince tüylerim diken diken olurdu. Hiçbir şekilde normal doğum yapmayacağıma dair büyük büyük konuşurdum. Öyle ya, sancılar dayanılmaz, doğum anı işkence, doktor cart diye keser, dikişler atılır, mazallah bir de makata kadar yırtılırsın, çişini tutamazsın, zaten vajinanın yapısı da bozuluyor, eşin seninle birlikte olmak istemez ve bunun gibi pek çok korkunç "yan etkisi" varken, aklı olan normal doğurur muydu? Mis gibi sezeryanımı olur, tertemiz hayatıma devam ederdim. 

Sonra yıllar geçip, evlenip, çocuk yapma isteğimiz gündeme gelince, tekrar düşünme ihtiyacı hissettim. Bu kadar korkunç olmamalıydı, Tanrı kadın ırkını böylesine lanetlemiş olamazdı. Ben de araştırmaya başladım. Bulduğum tüm pozitif doğum hikayelerini okudum, tüm evde/suda/doğal doğum videolarını izledim. Hepsinde ağladım, güldüm, duygulandım, özendim, keyif aldım. Gördüm ki doğum korkunç bir şey değil. Sonra hamile olduğumu öğrendim, araştırmalarım daha da hızlandı. İçimde doğuma dair hiçbir korku ve endişe kalmasın istiyordum. 

Araştırmalarım sonucu doktorum Hakan Çoker ile tanıştım. 21 haftalık hamileyken, doğuma hazırlık ve nefes çalışmaları eğitimine katıldım. Kesinlikle hayatımda verdiğim en doğru karardı! Doğumuma sahip çıkmayı, bedenime ve bebeğime güvenmeyi öğrendim, doğuma dair bütün endişelerimi sildim. Türkiye'de yoktur sandığım, doğal doğumu destekleyen bu ekiple çalışmaya karar verdim. Hamileliğim süresince yoga, nefes egzersizleri, olumlamalar, hypnobirthing çalışmaları, yürüyüşler, yüzme, perine masajı gibi doğuma hazırlıkta yardımcı olacak şeyler yaparak çok keyifli bir hamilelik geçirdim. Beslenmeme çok dikkat ettim ve günlük hayatımdan son güne kadar kopmadım.
Doğumdan 2 gün önce, gez Gamze gez :)



  
 
20 Ağustos günü, 38+3 haftalık hamile göbeğimle, pilates topum üzerinde zıplıyor ve çömelip kalkıyorken, hafif adet ağrısına benzer bir ağrı girdi. Bu ağrıya eşlik eden kasılmalar, tüm gün beni yokladı. Ama ne ağrılar dayanılmazdı, ne de kasılmalar düzenliydi. Ben hazırlık kasılmaları olduğunu düşünüp üzerinde durmadım. Akşam eşim gelince güzel bir yürüyüş yaptık, gece de hiçbir şey olmamış gibi yattık. Ben daha uykuya bile dalamadan, saat 01:00 sularında belimden başlayıp kasıklarıma doğru yayılan bir ağrı yaşadım. Bu ağrı kısa bir süre sonra tamamen geçti. Daha sonra periyodik aralıklarla geldiğini farkedince, zaman tutma ihtiyacı hissettim. Baktım ki sürekli kısalan aralıklarla gelip, 1 dakika kadar sürüp yok oluyor. Tam tarif edilen gibi ama hiç dayanılmaz değil ki? Gerçekten o korkunç doğum sancısı bu mu? 

Saat 03:00 gibi özel ebemi aradım ve durumdan bahsettim. Bana doğumun başladığını, kasılmalar 3 dakikada 1'e düştüğü için hastaneye gitmemi söyledi. Eşimi uyandırdım. Sakince hazırlandık. Bu esnada kasılmalar beni hafifçe zorlamaya başlamıştı. Dalga geldiğinde kollarımla duvara dayanarak kalçamla daireler çizmek çok rahatlatıyordu, bu sırada eşim de belime ters basınç uygulayarak yardımcı oluyordu. Bu şekilde evde biraz vakit geçirdik. Dalgalar daha da sıklaşınca hastaneye gitmeye karar verdik. Hastaneye vardığımızda saat 05:10'du ve ben çok zorlanmaya başlamıştım. Asla almam dediğim epidurali almaya karar vermiştim bile, odama çıkarken bunun hesabını yapıyordum :) Neyse ki hastanede beni bekleyen doulam sayesinde sakinleştim, nefesime ve gevşemeye odaklanmam gerektiğini hatırladım ve onun desteğiyle doğumuma dört elle sarıldım. 20 dk süren NST ve ardından ebe muayenesi ile, 8-9 cm açılmam olduğunu öğrendim. Doğum başlamak üzereydi, içime bir mutluluk doldu. Doktorum ve ekibi hastaneye geldiğinde saat 06:30'du, resmen apar topar doğumhaneye alındım. Her şey o kadar hızlı ilerliyodu ki, çok istediğim suda doğumu yapmak için havuzu kurmaya bile vakit kalmadı. Doktorum muayene etmek için beni çatala çıkardı ve şok oldu, kafası burda dedi. Hala açılmamış olan su kesemi açtı. Sonra içgüdüsel olarak istediğim pozisyonu almam için beni cesaretlendirdi. Yatağın üzerinde dört ayak üzerinde durup, bacaklarımı iyice yanlara açtığım bir pozisyonda rahat ettim. Daha sonra öğrendiğime göre, doğum için en uygun pozisyonlardan birini seçmişim. Bu esnada canım doulam, eşim ve doğum psikoloğum Neşe Karabekir beni bir saniye bile yalnız bırakmıyor, güç ve cesaret veriyorlardı. Onların hakkını nasıl öderim bilmiyorum.

Eşim ve doğum psikoloğum. Doulam da belime masaj yapıyor.

 

Sadece 4 itme sonucu bebeğim içimden balık gibi kayarak çıkıverdi. O anda yaşadığım yeniden doğuş hissini kelimelere dökmem mümkün değil. Doktorum ellerimi uzatarak bebeğimi almamı istedi. İlk defa ben dokundum ona, alıp göğsüme koydum, sımsıkı sardım ve bir daha asla bırakmadım. O kadar şaşkın, mutlu ve heyecanlıydık ki, gözlerimizi bebeğimizden alamıyorduk. 
Kavuşma anı..Doğumdan saniyeler sonra <3



Eşimle birlikte hem ağlıyor, hem kahkahalarla gülüyorduk. Gerçekten hayatımın en büyük aşkını yaşıyordum o an ve hiç bitsin istemedim. Kordondan kan akışının kesilmesini bekledik. Bu sırada biz oğlumuzla koklaşmakla meşguldük. İlk kontroller kucağımdayken yapıldı, onu bir an bile vermek istemedim. Kan akışı durunca, kordonu eşim kesti. Bu sırada bebeğim kendi kendine memeyi bulmuş, emmeye başlamıştı bile. Plasenta kolayca çıktı, 2 küçük sıyrık vardı, onlara dikiş atıldı ve odamıza gitmeye hazır hale geldik. 

Hemşireler tekerlekli sandalye getirmişlerdi. Doğum psikoloğum bana kendimi nasıl hissettiğimi sordu. İyi olduğumu söyleyince, odana yürüyerek gitmek ister misin dedi. Evet dedim. Böylece kocam, onun kucağında bebeğim ve ben; yürüyerek doğumhaneden çıktık. Odamıza yürürken, beni her gören tebrik ve takdirlerini sunuyordu. Zafer yürüyüşü! :) 

Yürü be kızım, kim tutar seni :))



Şimdi doğum yapalı 1 yıl geçmiş durumda. Ve ben hala doğum yaptığım o günü düşündüğümde, özlediğimi farkediyorum. O hisleri unutmak mümkün değil. Sağlığı elveren her kadının bu mucizeyi yaşaması gerektiğini düşünüyorum.
Aşk işte bu... Çekirdek aileyiz artık :)



Bu yüzden, kadınları doğumlarına sahip çıkmak, korkularını yenmek ve kendilerine güvenmeyi öğretmek aşkıyla, doğuma hazırlık eğitimcisi; doğumlarında onlara birebir destek olmak ve bu özel anı eşsiz bir hatıraya dönüştürmeye yardımcı olmak için de doula olmaya karar verdim. İstanbul Doğum Akademisi'nden aldığım ve yaklaşık 1 yıl süren detaylı eğitimin ardından, mesleğe adım attım.

Eğitimlerde yeni arkadaşlar edinmek, ailelerin hayatına dokunduğumu hissetmek ve doğumları için bir seyler yapan kadınlar görmek beni inanılmaz mutlu ediyor. 

Doğuma hazırlık eğitiminden bir kare.



Doulalık ise bambaşka bir tutku, o çok özel anda bir kadına yardımımın dokunduğunu görmenin hazzı anlatılmaz.. Her defasında sanki kendi doğumum gibi heyecanlanıyor, mutlu oluyor ve duygulanıyorum.

Doğum ekibi iş başında!
Doğumdan sonra ağlaşan taze anne ve doulası :)  

 
 
 
Doğum sonrası ev ziyareti


Umarım hikayem, benim gibi pozitif hikayelerle doğum korkusunu yenen bir insana daha ışık olur. 

Sevgiler, 

Gamze
www.instagram.com/doula_gamzeoruc
www.facebook.com/Gamze Çıtak Oruç
gamzeoruc34@gmail.com
05074379127

4 yorum:

  1. Gamzecim digdem ben (eski eps)...canım ya tüylerim diken diken oldu! bravo sana.acayip özendim biliyomusun.artık yavas yavas bizde düşünüyoruz. Belki yanımda sen olursun ;) öptüm sizi...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Canim benim, cok tesekkur ederim. Sana da en az benimki kadar muhteşem bir doğum dilerim. Biz geçen aralık ayında İzmir'e yerleştik, o yüzden yaninda olamayabilirim ama istediğin zaman sana egitim ve doula ayarlarim. Güzel haberlerini almak dilegiyle, öpüyorum.

      Sil
    2. Bu yorum yazar tarafından silindi.

      Sil
  2. Önceki mesajım iletildi mi bilmiyorum ama tekrar sorayım İstanbul Fatihte bir doula bulabilir miyim acaba? Doğuma son 2 hafta kaldı😔🙈

    YanıtlaSil